Dr. Muammer AYAN'ın sitesine hoşgeldiniz. Devamını Oku

Başyazı

الفرقة الناجية

 

FIRKA-İ NACİYE

(Kurtulacak Olan Fırka)

Önce Konu İle İlgili Ayet Ve Hadisler

اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنَّ لَهُمْ اَجْراً كَب۪يراًۙ وان الذين لايؤمنون بالاخرة اعتدنا لهم عذابا اليما

  1. "Gerçekten bu Kur'an en doğru olan yola götürür ve iyi işler yapan mü'minler için büyük bir mükâfat olduğunu ve ahirete inanmayanlar için elem dolu bir azap hazırladığımızı müjdeler."[1]

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَط۪يعُوا اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَلَا تَوَلَّوْا عَنْهُ وَاَنْتُمْ تَسْمَعُونَۚ

  1. "Ey iman edenler! Allah'a ve Resûlüne itaat edin ve (Kur'an'ı) dinlediğiniz halde ondan yüz çevirmeyin."[2]

هُوَ الَّـذ۪ٓي اَنْزَلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ مِنْهُ اٰيَاتٌ مُحْكَمَاتٌ هُنَّ اُمُّ الْكِتَابِ وَاُخَرُ مُتَشَابِهَاتٌۜ فَاَمَّا الَّذ۪ينَ ف۪ي قُلُوبِهِمْ زَيْغٌ فَيَتَّبِعُونَ مَا تَشَابَهَ مِنْهُ ابْتِغَٓاءَ الْفِتْنَةِ وَابْتِغَٓاءَ تَأْو۪يلِه۪ۚ وَمَا يَعْلَمُ تَأْو۪يلَهُٓ اِلَّا اللّٰهُۢ وَالرَّاسِخُونَ فِي الْعِلْمِ يَقُولُونَ اٰمَنَّا بِه۪ۙ   كُلٌّ مِنْ عِنْدِ رَبِّنَاۚ وَمَا يَذَّكَّرُ اِلَّٓا اُو۬لُوا الْاَلْبَابِ

  1. "O, sana Kitab'ı indirendir. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anası / esasıdır. Diğerleri de müteşabihdir. Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır" derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar."[3]

قال النبي صلى الله عليه وسلم وهو يصف القرأن لم ينزل ليكذب بعضه بعضا ولكن نزل يصدق

 بعضه بعضا فما عرفتم منه فاعملوا به وما تشابه عليكم فامنوا به

  1. Peygamber Efendimiz, Kur'an'ın vasıflarını anlatırken; "Kur'an ayetleri birbirini tekzip etsin diye indirilmedi. Lakin birbirlerini tasdik etsin diye indirildi. Ondan anladığınızla amel edin, size müteşabih gelenine de iman edin"[4]

 

قال رسول الله صلى الله عليه وسلم من كان على مثل ما انا عليه واصحابي او  هي الجماعة

  1. Peygamber Efendimiz buyurdular ki, Fırka-i Naciye "Ben ve ashabımın (bulunduğu) gibi (yol üzerinde yürüyen) kimsedir."[5] Veya "o cemaattir."

 

 

وقد تركت فيكم ما لن تضلوا بعده ان اعتصمتم به كتاب الله وانتم تسألون عيى فما انتم قائلون قالوا نشهد انك قد بلغت وادبت و نصحت فقال باصبعه السبابة يرفعها الى السماء وينكتها الى الناس اللهم اشهد اللهم اشهد ثلاث مرات

 

  1. "…ve size bir şey bırakıyorum, ona sımsıkı sarıldığını takdirde asla sapmazsınız. (o) Allah'ın Kitabıdır. Benden sorulacaksınız (beni size soracaklar) ne diyeceksiniz? Dediler ki; biz senin tebliğ ettin, (görevini) yaptın ve gereken samimiyeti gösterdin ve (gereken) öğüdü verdin. İşaret parmağını göğe kaldırarak dedi ki nükte ile, Allah'ım şahit ol, Allah'ım şahit ol dedi. Üç kere tekrar etti."[6]

 

فاعقلوا ايها الناس قولى فانى قد بلغت وقد تركت فيكم ما ان اعتصمتم به فلن تضلوا بعده ابدا امرا بينا كتاب الله وسنة نبيه

  1. "Ey insanlar! Sözümü iyi anlayın. Ben tebliğ ettim. Ve size iki şey bıraktım ona sarıldığınız sürece asla sapmazsınız."[7]

 

يا ايها الناس انى تركت فيكم ما ما ان اخذتم به لن تضلوا كتاب الله وعترتى اهل بيتى

  1. "Ey insanlar! Size bir şey bırakıtım. Ona tutunduğunuzda sapmazsınız. Allah'ın Kitabı ve benim akrabam ehlibeytimdir." [8]

 

 

 

 

Bu ayet ve hadisleri kısaca açıklamak gerekirse;

  • Bu ayetlerden birincisi, Kur'an'ın en sağlam en doğru olan yola hidayet ettiğini anlatıyor ve ameli salih sahibi olan müminleri büyük bir mükafat ile müjdeliyor.
  • İkinci ayet ise müminlerin Allah ve Rasülüne itaat etmeleri gerektiğini ve asla ondan yüz çevirmemeleri gerektiğini anlatıyor.
  • Üçüncü ayete ise, Hz. Peygamber'e indirilen Kitabın bir kısım ayetlerinin muhkem olup bunların Kitabın esasını teşkil ettiğini, diğer bir kısım ayetlerin de müteşabih olup, kalplerinde kaypaklık bulunanların fitne çıkarmak ve tevil etmek için bu müşabih ayetlerin peşine düşeceğini, halbuki, bun müteşabih ayetlerin manasını Allah'tan başka kimsenin bilemeyeceğini, ilim sahibi olanların da -biz hepsinin Allah katından geldiğine inandık dediklerini ve bu hakikati ancak akıl sahiplerinin anlayabileceğini anlatıyor.
  • Hadis-i Şerif de; Hz. Peygamber bize muhkem ve müteşabih ayetler hakkında nasıl tutum izlememiz gerektiğini, muhkem (hükmü/manası anlaşılır) olanlarla amel etmemiz, müteşabih olanlara da iman etmemiz gerektiğini öğretiyor.
  • Hadis-i Şerif de ise; -Fırka-i Naciye denilen kimselerin yolunu - Allah'a dosdoğru giden yolun, Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin ve Onun ashab-ı kiramının üzerinde yürüdüğü yol olduğunu anlatıyor.
  • Bu hadis-i şerifte; Veda hutbesindeki emanetin sadece Allah'ın kitabını bıraktığı,
  • Bu hadiste, Allah'ın Kitabı ve Resulünün sünnetini bıraktığı,
  • Bu hadiste ise, Allah'ın Kitabı ve Peygamber Efendimizin akrabası olan ehlibeytini bıraktığı ifade edilmektedir.
  • Sonuç itibariyle, ister sadece Allah'ın Kitabını bırakmış olsun, ister Allah'ın Kitabı ile birlikte Resulünün sünnetini bırakmış olsun ve hatta Allah'ın Kitabı ile birlikte ehlibeytini bırakmış olsun ne değişir ki; Allah'ın Kitabı Resulünün sünnetine uymayı emrediyor, sünnete uyanların en başında ehlibeyti Resul geliyor. Burada tezat teşkil edecek, anlaşılmayacak hiçbir menfi durum olmadığı gibi sadece Allah'ın Kitabı demek bile her soruyu cevaplıyor.

 

[1] el-İsrâ; 17/9-10.

[2] el-Enfâl; 8/20.

[3] Âl-i İmrân; 3/7.

[4] İbn Kesir, Tefsir, İbn Hanbel, Müsned, II,181, 6663 ve 6527.

[5] Tirmizî, 2641; , İbnü'l-Arabî Hasen  Irakî, Şatıbî Albaânî sahih demişlerdir.

[6] Müslim, 1218; Ebu Davud, 1905; İbn Mace, 3074;İbn Ebi Şeybe, 14705;İbn Hibbân, 1457; Beyhaqî, 8827; Tahavî, Müşkilü'Âsâr, 41; 

[7] Hakim, Müstedrek, 318. 

[8] Tirmizi; 3786; Taberânî, evsat, 4757;

Devamını okuyun...
Bu kullanıcının RSS akışına abone olun

İLETİŞİM

0478 211 75 63